8 Ocak 2010 Cuma

ertelenen toplantı

geçen toplantıda projenin bir nevi ertelenişinden, o süre boyuncada diğer bir projeye başlayabileceğimizden; emirhan,umut, ferhat ve benim artık hikayeyi kesinleştireceğizden bahsetmiştik. hikaye kesinleşti. senaryo da perşembe günü(14 ü)tamamlanacak bu nedenle ertelenen toplantının konusu yeni gelicek projeyle ilgili olmalı diye düşünüyorum. bunun dışında perşembe günü kesin bir senaryoyu toplantıya getiricem. bundan önce bir toplantı yapılabilir veya yapılmayabilir. ben yapılması taraftarıyım. herkes yorum yazarsa bir karar verebiliriz.

6 Ocak 2010 Çarşamba

hey millet :)

Nerde bu çocuk dediler.Blog a yazı yazmıyor, ilgilenmiyor dediler. Döndüm

yılbaşı, toplantı, hikaye

çok haklısın umut. yılbaşı tebriği için özür dilerim :) projeyle ilgili olarkta sınavlar, kurstaki proje, tembellik vs yüzünen buraya yazmayı unuttum. emmirhan umut ferhat ben hikaye üzerine konuşup beraber bir karara vardık. çok az şeyi değiştirdik ama konuştuklarımızın sonucunda bölümlerle ilgili kesin kararlara vardık.nedenleri toplantıda konuşuruz. hikayeyi mesaja ekliyorum.
toplantıyla ilgili olarak kime nasıl uyuyorsa sorun değil geç katılım olabilir, ama hiç gelemeyecekler varsa iptal edelim diyelim, ama belki yinede toplanıp konuşuruz genel olarak. sevgiler murmur




1

Sandık, ormanın nemli zemininde kesik çekişlerle sürüklenmektedir. Sandığın büyük ve paslı kilidi, her çekişte koyu kahverengi gövdeye çarparak sallanır. Yapraklarla örtülü zemin sandığın ağırlığıyla kazıldıkça, ıslak toprak üzerinde kahverengi bir ilk yol açılır. Soluk tenini örten yıpranmış kıyafetleriyle genç adam ve peşinde sürüklediği ağır sandık, ormanın kalabalık yeşili arasında silik birer gri leke gibi yavaş yavaş kaybolmaktadır.
Genç adam birkaç çekişten sonra elindeki metal kulpu bırakır. Sertçe toprağa düşen sandıktan tok bir ses yükselir. Sandıksız birkaç hafif adımdan sonra durur ve ormanın derinliklerine doğru bakar. Kalın ve yüksek ağaç gövdeleri, uzaklara doğru ilerledikçe sıklaşarak sisin içinde yitip gitmektedirler. Ormanda derin bir sessizlik hâkimdir. Etrafını saran keskin soğuğun tenini yakarak kemiklerine kadar ilerlediğini hisseder. Sandığı yerden kaldırır ve tekrar yola koyulur. Bir süre daha yola devam eden genç adam gittikçe yorgun düşerek ilerleyemez hale gelir. Sisin içinde kaybolup giden arayışıyla beraber tüm umudunu yitirir. Bedeni artık ormana meydan okuyabilecek kadar güçlü değildir. Orman tarafından sandığına kitlenmiş geçmişiyse geride bırakamayacağı kadar değerli fakat aynı zamanda taşınamayacak kadar da ağırdır. O’na yol gösterebilecek tek varlık olan orman tüm gücüyle ona saldırmaktadır.
Zayıf düşen genç adam yere yığılır. Soluk yüzü nemli toprağın kahverengi soğuğuna gömülür. Acımasız soğuk yüzünü alev alev yakmaktadır. Güçlükle sürünerek sadığa doğru ilerler. Başını kaldırdığında paslı, metal kilidin iri gövdesini görür. Pes etmeyen kalbi güçsüz bedeni içinde öfkeyle çarpar. Genç adam zorlukla uzanarak yaprakların arasındaki bir kaya parçasını kavrar. Toprağa gömülü taşı çıkarmak için bir süre uğraşır. Kalbi göğsünden fırlayacakçasına şiddetli atmaktadır. Ağır taşı güçlükle kaldırır ve kilide vurur. Kilidi ıskalayan taş toprak zemine şiddetle çarpar.

Düşen bir kestane zemine çarptığında, derin bir titreme tüm ormanı sarsar.
Zamansız bir nota sessizlikte yankılanır.

Bir ağaçtan havalanan kanatların yankılı sesi, ağaçların arasından süzülerek ormana dağılır.

Genç adamın eli ağır ağır yükselerek kilide bir hamle daha yapar. Sert taş kilide çarparak genç adamın elinden düşer.

Çok uzaktaki dalgaların gürültüsü, esneyen güçlü dallardaki yaprak kalabalıklarından yükselir.

Derin sessizliğin boşluğu ağaçları sallayan rüzgârın gürültüsü ile kaplanır. Kilit olduğu gibi durmaktadır. Genç adam sürünerek taşa ulaşır ve tekrar havaya kaldırır. Kilide vuramadan göz kapakları ağırlaşır, elindeki taş düşer ve gözleri kapanır. Genç adam uykuya dalmadan önce yapraklara çarpan damlarlın sesini duyar.







2
genç adam zifiri karanlığın içinde uyanır. Ağırlaşmış göz kapakları yavaşça aralandığında, ölü siyahlıkta hiçbir değişiklik olmaz. Gözlerini zorlukla bir kez kırpar fakat hiçbir şey değişmemektedir. Elleriyle zemini yoklamaya başlar. Birkaç su birikintisi, düzgün yaş bir tahta ve uçlarından geçen kalın, soğuk metali keşfeder. Elleriyle karanlığı yoklayarak doğrulur ve etrafında bir duvar arar.
Korkuya kapılan genç adam karanlığın içinde öylece dururken, uzakta zayıf ve titrek bir ışık belirir. Işık gittikçe güçlenir ve etrafını saran dar tüneli aydınlatır. Tünel boyunca uzanan rayı aydınlatan parıltının hemen altındaysa sandığı durmaktadır. Genç adam heyecanla hamle yapar ve ray boyunca yürümeye başlar. Biçimsiz taşlar ve ağaç kökleriyle kaplı tünelde bir süre yürür ancak sandığa yaklaşamadığını fark eder. Şaşıran genç adam yavaş yavaş hızlanır ve koşmaya başlar. Nefes nefese kalana kadar koşar ve durur. Sandık hala aynı uzaklıktadır. Genç adam kendine gelemeden arkasından gelen bir sesle irkilir. Bir süre karanlığı dinler fakat hiçbir şey duyamaz. Işık tünelin diğer ucuna gittikçe, zayıflayarak ölü karanlığın içinde yok olmaktadır. Çaresiz genç adam karanlığa doğru birkaç korkak adım atar. Işığı bitene kadar yürür ve önündeki karanlığı elleriyle yoklayarak devam eder. Kalbi korkuyla atan genç adam durur ve arkasına bakar. Genç adamın korkusu ani bir heyecana dönüşür. Artık sandığa daha yakın olduğunu fark eder. Karanlığa doğru koştukça ışığa ve sandığa gitgide yaklaşır. İlerledikçe gözünü sandıktan alamayan genç adam, takılarak yüz üstü düşer.
Genç adam yavaşça başını kaldırarak yukarı bakar ve korkuyla geri atılır.
Boynundaki göz kamaştırıcı güzellikte altın anahtarıyla, insan vücutlu bir at onu izlemektedir. İpeksi saçları güçlü boynundan inerek, omuzlarını örten kan kırmızısı pelerinden aşağı süzülmektedir. İri parlak gözlerindeki bilgelik genç adamın içini delip geçer. Göğsündeki anahtarın ışıltısı, yüzündeki koyu kahverengi parlak tüylerin üzerinde dalgalanmaktadır. Güçlü siyah çizmelerinden yukarı uzanan zarif kesimli pantolonu ve anahtarın ışığıyla parıldayan ipeksi gömleği ile oldukça asil bir duruşu vardır.
Göz kapakları yavaş yavaş ağırlaşırken görkemli yaratığın boynundaki anahtarı çıkarttığını görür. Karanlığının içinde yere düşen paslı kilidin sesi yankılanır. Çok tanıdık mutlu bir his yavaş yavaş genç adamın kalbini kaplar.


3
Sobanın üzerine asılı ıslak eldivenlerden düşen damlaların, kızgın metal üzerinde çıkardığı tiz ses karanlığa yayılır.

Rahat yastığının üzerinde, sobanın sıcağıyla ısınan kedi, uykulu bakışlarla etrafı izler.

Sobaya düşen damlaların düzgün ritmi art arda düşen iri birkaç damlayla bozulur ve aniden durur.

Miskin kedi uyanır ve dikkatle bakar.

Çekilen battaniyenin altında, genç kızın çıplak ayakları belirir. Oyuncu ayaklar battaniyenin altına geri döner.

Genç kızın içten gülüşü karanlıkta yankılanır.

Genç adamın yüzünde mutluluk gülümsemektedir.

Genç kızın gözleri sobanın titrek ışığı ile parıldar.

Genç adam sobanın üzerinden bir kestane alır ve ince gevrek kabuğu yavaşça soyar

Genç kız O'na uzatılan kestaneyi alır ve özenle tuttuğu, ince tahtadan, beş küçük bölmeli bir çeşit kutuya özenle yerleştirir.

kayıp bir melodinin ilk notasını beraber duyarlar

Genç kız gülümser

Genç adam bir kestane daha soyar ve genç kıza uzatır

3ikinci sesi dikkatle dinlerler

Genç kızın kutusundaki bölmeler doldukça notalar birleşerek kayıp melodiyi keşfeder

Genç adam son kestaneyi almak için sobaya uzanır. Parmakları arasından kaçan kestane. Yuvarlanarak kızgın sobanın içine düşer.

Eldivenlerden damlayan bir damla su kızgın metal üzerinde tıslayarak yok olur

Kedi dikkatle sesin geldiği yöne döner.

Sobanın titrek kırmızı ışığı yavaşça soğurken, genç kızın yüzü gitgide karanlıklaşır.

Sıcak odadan geri çekilir.

Kedi uykuya dalar.

Genç adamın gözleri yavaşça kararır.


4
Genç adam ormanda uyanır. Yağmurla ıslanmış zeminden yükselen toprak kokusunu fark eder. Yapraklardan damlayan suların sesleri etrafını sarmıştır.
Ayağa kalkan genç adam geldiği toprak yol boyunca ilerlerken, aniden durur. Genç Adam yaprakların arasında öylece duran kestaneyi fark eder.

ne güzel..

yeni yıl için attığım tebriğe kimsenin katılmaması sevindirici :) bu arada 7 ocak perşembe günü yapılacak olan toplantı yapılacak mı? bu arada yarın hasanın çekimi olabilir, ceren de bir arkadaşına çekim için yardım edeceği için gelemeyebilir belki,ama toplantıya katılıp sonra da gidebilir,bilemiyorum:) ben bu kadarını biliyorum, ayrıca proje sahibinin de projenin gidişatından bir haber vermesi de çok güzel, burada herşeyi bulabiliyorum:) bazen bütün günüm blogda geçiyo,bi çok arkadaşım var burda..

sesim yankılanıyo..acaba bu uçsuz bucaksız blogda yanlız mıyım...:)